23 Eylül 2012 Pazar

İstanbul'un son steakhouse'u: By Steak

Bundan sekiz sene evvel Emre Mermer'in
gecekondu mahallesi Armutlu’daki kasap dükkanının içinde kurduğu, ve bürokratik nedenlerden dolayı kasabın dışında ayrı bir lokanta açmasıyla başlayan steakhouse çılgınlığı bugün bütün Istanbul’u sarmış durumda. Iyi kopyası kötü kopyası derken herkes et pişirme uzmanı oldu, herkes etten anlar oldu. Ne markalar, ne isimler piyasaya girdi. En son, Levent’teki yılların Set Kebap’ı da tabelasını SET Steakhouse olarak değiştirince, “pes” diye feryat etmedim desem yalan olur.

Bu furyada, yeni açılan taklitçi steakhouse’lara önyargılı yaklaşmama rağmen, bir akşam, bir grup arkadaşımla Reşitpaşa’daki By Steak’e gittim. Maslak trafiğinden kaçmak için Reştpaşa’dan Etiler’e geçenler bilebilir: Doğanevler Caddesi’nden inerken, sağ tarafta 68 numara. Darmadağan ve düzensiz gelişen Reşitpaşa’da hiç beklemeyeceğiniz kadar zevkli ve huzurlu bir köşe yaratmışlar By Steak’te.
<



Maslak’ta çalışanların öğle saatlerinde lezzetten taviz vermeden ve gürültü patırtıdan uzak yemek yiyip, iş konuşabilecekleri bir ortam By Steak. Zira bendeniz, arkadaşlarımla o ilk ziyaretimden sonra, tüm iyi yemeğe meraklı yabancı müşterilerimi ve aynı zamanda ortağım olan Bayan Balşeker’i pek çok kere BySteak’e götürüp iş konuştum.

Dükkanda çalışan iki kişi var. Bu beyler hem patron, hem garson, hem aşçı! Her işi onlar yapıyorlar. Içkinizi koyarken sohbete dalıyorlar, sonra koşup ızgaradaki eti çeviriyorlar. “Salatanıza biraz sevgi koymalıyız!” diyerek bir tutam tuz ve baharat karısımını eklemeleri ise işin eğlencesi.

Yemekler gerçekten çok iyi! Bol ve iri kesilmiş domates ve kırmızı soğanla hazırladıkları salata enfes! Soğuk söğüş et roka ve parmezan ile sunuluyor. Ortaya bir koca kase manda yoğurdu geliyor, kaşık kaşık bitiyor.

Köfteler kocaman ve cok lezzetli, çakma café de paris sos ile servis yaptıkları “lokum” adında bir etleri var ki, aman allahım! “Ben sadece köfte yiyeceğim, bana lütfen çok yemek yedirtme” diyen Bayan BalŞeker bile ne olduğunu şaşırdı, nutku tutuldu, lokumları götürdü.
Arkadaşlarımla gittiğimde, yemiş içmiş keyifli bir halde, altı kişi adambaşı 70 TL verip ayrıldık By Steak’ten. Diğer steakhouse’larda ödediğim hesapları düşününce, pek memnun oldum haliyle. Benden yıldızlı pekiyi alan By Steak’i hemen sizlerle paylaşmak istedim.

Artık tekrarlanmasından sıkıldığımız steakhouse konseptini alıp, özgün bir samimiyet ve menü yaratmışlar By Steak’te. Lütfen deneyin!

Bay Afiyet
23/09/2012

PS: Reşitpaşa’nın acemisi olanlar için telefonunu vereyim: 0532 296 11 78

3 Eylül 2012 Pazartesi

Cafe de Paris Asmalımescit'te

Oldum olası Cafe de Paris'yi sevmişimdir. Et ve patates kombinasyonu bir yana, o sosundaki gizemli baharat karışımı her zaman beni etkilemiştir.

Cocukluğumda, yurtdışına seyahat etme imkanının çok kısıtlı olduğu zamanlarda, sevgili annem iş için İsviçre'ye ve Hollanda'ya giderdi. Bizler için bu çok büyük olaydı: Havalimanında ma'aile onu yolcu eder ve dönüşünde yine tam takım onu karşılardık. Mutlaka eli kolu dolu gelirdi. Bir sürü irili ufaklı ve her zaman çok orjinal hediyelerimiz olurdu. Fakat her seyahatte mutlaka bize uzerinde ya almanca ya da flemenkçe spagetti baharatı yazan, açık yeşil renkte kapağı olan bir şişede, makarna icin bir baharat getirirdi. Işte o benim için çok önemliydi!
Bayan Bal Şeker ile, o haddinden fazla haşladığımız makarnanın üstüne bol bol döker, yerdik. O makarnaların kokusu, lezzeti hala vücudumun içinde bir yerlerde saklı. Ne yazık ki yıllardır o baharatı kullanmadım ve artık annem de aramızda olmadığı için artık hepsi benim icin bir anı.

İşte çocukluğumun bu gizemli tadına en yakın şey Cafe de Paris sosu!

Asmalimescit'te, "eski" La Brise'in karşısında çok guzel ve alımlı bir binada açılan Cafe de Paris'ye sevgilim, diğer yarım, hayatımın aşkı ile başbaşa gittim. Tahminimden daha buyuk, ama yine de sicak ve rahat ortamı olan bi lokanta. Başbaşa yemek için de güzel, ailecek te hoş olabilir. Masalar şık, ortam loş. Bar cok ihtişamlı gozukuyordu, sanırım gece 11.00'den sonra bar havasına bürünen tipik bir Asmalı mekanı oluyor. Gece 11 benim için biraz zorlama olacaktır, artık Bayan Balşeker dener.

Herneyse, yemek bildiğiniz - ya da bilmediğiniz- gibi klasik Cafe de Paris Menüsü. Önden ceviz soslu salata, daha sonra mum ile ısınan metal tabakta tam istenilen kıvamda pişmiş et, ve tabi yiyebildiğin kadar altın sarısı, çok guzel kızartılmış patates!

Etin Cafe de Paris sosu icinde bogulmuş olması harikaydı! Patatesi de bu sosa buluyarak yedik. Tabi yiyebildiğiniz kadar patates var ama et yok. Bence farklılık yapıp eti de sınırsız yapmalılar. Zaten abartılamaz ki (ben hariç)

Neticede güzel bir mekanda lezzetli bir yemek yiyip, cafe de paris sosu ve anımsattıklarını sindirip, geceyi Sefahathane'de sonlandırdık.

Aaah anılar anılar..



Bay Afiyet
03/09/2012
Related Posts with Thumbnails