20 Ocak 2011 Perşembe

Oyun bunun neresinde?

Ye ve oyna!
İstinye Park'ın üstkatında konumlanmış aydınlık ve zevkli bir lokanta olan Big Plate'in motosu bu!


Yemek te, oynamak ta bana fazlasıyla uyar. "Oyun" Big Plate'in neresinde bilemiyorum, henüz keşfedemedim, ama "yemek" kısmından memnun kaldım doğrusu.

Söylendiğine göre "oyun" için cuma günleri işten sonra buraya takılmak gerekiyormuş. Oysa ben işten çıktıktan sonra genellikle hızla Maslak'tan uzaklaşmak istediğimden bu eğlenceyi bir türlü yakalayamadım.



Big Plate'e gidebilmek için İstinye Park'ta, Pazar Yeri asansörlerine binince en üst kata çıkmalısınız. Aydınlık ve ferah bir mekan. Soğuklara rağmen ısrarla, yılmadan sigara içmeyi sürdürenler için bahçesi de var.



Salataları kocaman ve lezzetli. Aperetif tabakları, pizzaları ve tatlıları da oldukça başarılı.

Bay Afiyet, en düşük kalite, kuru, yerli mozzarella kullanılmasını eleştirmekle beraber, önüne gelen bacon'lı kanepeleri silip süpürmekten geri kalmadı.



Bir iki sefer ise, sırf Big Plate'in çilekli milföy için alışveriş merlezi ıstırabına katlandık ve İstinye Park'a gittik.



Big Plate'in benim için en büyük mahsuru -ki bu kimileri için bir artı puandır şüphesiz- üst kat komşusu Hillside spor salonundan yemek yemek üzere aşağıya inen sıfır beden, ultra fönlü bayanlarla, günün ortasında spora gelebilmek için nasıl bir işte çalıştıklarını hep merak ettiğim haşin bakışlı beyler. Kıskançlık işte benimki de..


Düşündüm de, "oyun" nerde biliyor musunuz? Şu resimdeki pancake'in katlarının arasında. Yani, oyun için yemek lazım. Yani, eat to play!

Bayan Bal Şeker
20/01/2011

16 Ocak 2011 Pazar

Düşünüyorum, öyleyse organik!

Şu aralar insanları iki gruba ayırmak mümkün:
Organik gıda ve ürünlere inanmayanlar ve inananlar.

Bu kategorilerden önce ilkine sonra ikincisine giren biri olarak beni dinleyebileceğinizi umuyorum ve Cihangir'de Defterdar yokuşunda yeni açılan Balya'dan bahsetmek istiyorum.

Balya hem bakkal, hem de cafe olarak tanımlanabilir.


Organik ürünlerin palavra olduğunu düşünenler, Italyan Hastanesi'nin hemen yanıbaşındaki dükkana gidip, Balya'nın sahipleri ile sohbet ederek kafalarındaki soru işaretlerini giderebilirler. Ya da tamamen organik ürünlerle yapılmış bir pancake yiyip organik konseptine bir şans daha verebilirler.


Zaten benim ikinci adım organik diyenler ise gidip şampuan, diş macunu, buğday, zeytin, avokado, yoğurt, kahve, un aklınıza ne geliyorsa gidip organik olanını makul fiyatlara satın alabilirler.


Balya'da samimi bir ortam var. Eğer dizi oyuncusu değilseniz ve Cihangir'in sıram sıram kafelerinde kendinize ait bir köşe bulamıyorsanız, bir de Balya'yı deneyin derim.
Bilgisayarınızla, kitabınızla bir köşeye yerleşip, keyifle, o güne özel hazırlanmış bir ıspanak çorbası içebilir ya da o sabah yapılmış ılık bir muffin tadabilirsiniz.

Buranın bir iyiliği de size daha önceki bir yazıda bahsettiğim Aysun'un sütünü sipariş vererek buradan temin etme imkanının olması.

Diyeceksiniz ki biz Çernobil'li çayları lıkır lıkır içen bir jenerasyonuz, organik bizim neyimize? Bence zararın neresinden dönülse kardır.

Asıl olanın organik, istisnanın hormonlu olduğu günleri görmek umuduyla..

Bayan Bal Şeker
10/01/2011
Related Posts with Thumbnails