19 Ekim 2009 Pazartesi

Lezzetin peşinden her yere!

Rumeli Kavağı'na genellikle balık yemek için gidilir. Fakat kimisi arabaya atlayıp şöyle bir uzaklaşmak için de gider. Kimisi de "bir münasip koca" umuduyla Telli Baba'ya dua etmek amacıyla gider. Ben ve Bay Afiyet ise kurufasulye pilav yemeğe gidiyoruz Rumeli Kavağı'na.

O kadar yol bir tabak kurufasulye yemek için gidilir mi demeyin. Gidilir! Biz ki Maslak'tan atlayıp Süleymaniye'ye gideriz kurufasulye pilav yemeye, Rumeli Kavağı'na haydi haydi gideriz!

Fakat bizim gitmemiz mühim değil. Belli ki biz bu yeme içme konusunda yoldan çıkmış, lezzet diye feleğini şaşırmış insanlarız. Asıl siz bir şans verin, Rumeli Kavağı'nda, meydana gelmeden sol tarafta bulunan, toplu iğne başı büyüklüğündeki Deniz Lokantası'na!

Ne varsa işte hepsi, topu bu dükkan! Üç adet masa, üç kap ta yemek: Kurufasulye, köfte, ve o gün ne pişerse: Munis, mütevazi, lezzetli.

Üşenmemeli, gitmeli, yemeli. Varsın desinler deli!

Bayan Balşeker
23/10/2009

14 Ekim 2009 Çarşamba

Yavaş yavaş üretilen, hızla tüketilen burger

İstinye Park'ı geçtikten sonra, borsa binasına doğru sapın, Maslak trafiğinden kaçmak için Reşitpaşa'ya dalar gibi yapın; işte tam orada, köşede Burger Bar'ı göreceksiniz!


Burger Bar şekli, şemali, muhiti açısından iddiasız bir yer gibi gözükse de, bir takım çok ciddi iddiaları olan bir işletme: "Şehrin en iyi burgeri" ni yaptıklarını söylüyorlar. İstanbul kazan, ben kepçe gezip, gittiğim her yerde hamburger yemiyorum.
En iyisi mi, değil mi, bilemeyeceğim. Fakat ben, beni yakından tanıyan birinin beni tarif etmek için kullandığı tüm "çikiçiki"liğimi bir kenara bırakıp, on parmak saldırdım önümdeki hamburgere. İpek, üzerinde kelebek desenleri olan canım etekliğimin üstünde hala lekesi durur yadigar. Ben onu bilirim.

Ayrıca, kırk yıllık bildiklerimizi, alıştıklarımızı sorgulatarak "Burası bir fast food lokantası değildir" diye iddia ediyorlar. E tabi niye olmasın: iki kuruşa, iki dakikada üretilen sushiler sanki saatlerce aşure kaynatılmışçasına ve üzerine kuş kondurulmuşçasına, altına endeksli fiyatlarla sunulmuyor mu önümüze? Burger Bar tam tersini ileri sürüyor, fena mı? "Burgeri yavaş yavaş, tam istediğiniz gibi pişiririz. İçine ne isterseniz onu koyarız. Tüm bunlar biraz zaman alabilir, ama yediklerinizden memnun kalırsınız."

Lokantanın sahibi janti beyefendi, Bay Afiyet ve bendenizdeki yeme kapasitesini tecrübeli bir işletmeci olarak sezmiş olacak ki, burgerlerimiz yavaş yavaş olurken, bize "chili con carne" ikram etti. Biz yediğimiz lezzetle kendimizden geçince blogmuş, afiyetmiş, balşekermiş döküldük tabi kendisine. Bunun üzerine bir de hellim peyniri, falafel ve tavuk kanadından oluşan "Çıtır deneme tabağı" geldi önümüze. Biz de denedik haliyle.
Utanıyorum bunu söylemeye ama sonra da burgerlerimiz geldi, bir de onları yedik; hızla.

Ben ki doğduğum günden beri rejimdeyim, montignac benim ikinci adım, bu kadar iyi olmasa, baştan çıkar, bu günahı işler miydim? Burger Bar'ın "g" noktasında saklı şeytanlık meğerse buymuş. Pişman mıyım? Hayır. Yine gitsem, yine yerim!



Related Posts with Thumbnails