19 Haziran 2011 Pazar

Akın Balık'a akın

Biz İstanbul'lular, neyi niye meşhur ediyoruz anlamıyorum. Sonra bir anda o meşhur ettiğimiz şeyi tüketip, bir anda arkamızı dönüp gidişimiz var ya, ona ise hiç aklım ermiyor:

İstanbul'un yeni "trend"i haline gelmiş Karaköy'deki Akın Balık'a gitmek bana dün nasip oldu. Bir ben kalmıştım gitmeyen, o da gerçekleşti.



Akın Balık Karaköy'de, Galata köprüsünün sağ tarafında, balıkçılar çarşısının hemen bitişiğinde yer alıyor. Basit bir kır kahvesi/balık ekmek lokantası iken, muhtemelen etraftaki diğer balık ekmekçilerden farklı olarak rakı satabilme imtiyazına kavuşunca, günümüzün bobo (burjuva-bohem) Akın Balık Lokantası oluvermiş.

Sıcak ve güzel bir cumartesi gecesi, Haliç kıyısında bir rakı balık çılgınlığı yaşanıyordu ki sormayın! Popülerliğini tahmin ettiğim için önceden telefon açıp yer ayırtmak istedim, fakat haftasonları rezervasyon kabul etmiyorlarmış. Neredeyse oturanlar kadar, ayakta durup masa bekleyen insan vardı.

Garsonlar iyi niyetli, kan ter içinde koşturuyorlar. Ayakta bekleyenler gergin. Boş masa bulup, kapanlar adeta gururlu birer atmaca edasıyla, bu defa bir garsonu yakalayıp servis için tatlı dille masalarına bağlamaya çalışıyorlar.

Ama rakı da telaş içinde içilmez ki! Diller ancak ikinci kadehten sonra çözülür. Peynir gelir, çıt. Kavun gelir çıt çıt. Sonra sardalyalar..

Ağırdan almak; balığa da, rakıya da, Haliç'e de hakkını vermek lazım. Tüm bunlar Akın Balık'ın kabahati değil elbet. Kabahat biz İstanbul'luların. Orhan Veli yıllar önce demiş "Beni bu telaş öldürecek" diye. Bizi de..

Siz yine de bir şans verin Akın Balık'a; haftaiçi, erken bir saatte..

Herhalde doğru zamanı yakalarsanız, bir balık yanağıyla bir küçük bitirebilecek bir dostunuzla beraber, bu güzel İstanbul köşesinin keyfine varırsınız.

Bayan Bal Şeker
19/06/2011

Not: Kalabalıktan, telaştan fotoğraf çekemedim. O nedenle fotoğraf www.yesek.com'dan alınmıştır.
Related Posts with Thumbnails