24 Mart 2010 Çarşamba

Şam'da kayısı

Baharın, gümbür gümbür geldiğini ilan ettiği, aklımızı başımızdan alan güzellikte bir gün Boğaz'ın hakkını verdik. Neredeyse tüm sahili adım adım, sohbet muhabbet arşınladık. Hava kararınca, keyfimizi taçlandırmak için rakı-balık ikilisinde karar kıldık.

Yüce google'a hızlı bir şekilde Yeniköy'deki balıkçılar konusunda danıştıktan ve sağa sola birkaç telefon açtıktan sonra Yeniköy'deki Kavak Balıkçısı'na yollandık. İçeride büyük ekranda futbol yayınını görünce tam hızlı adımlarla uzaklaşacaktık ki, lokantanın sahibinin güleryüzlü, nazik ve içten buyur etmesi karşısında kuzu olduk.

Taze mezeler, şahane kızarmış istavrit, ilk başta burun kıvırıp, sonra bayıla bayıla yediğim deniz mahsullü karnıyarık ise iyi bir yere geldiğimiz konusunda beni ikna etti.

Şekil 1a'da görüldüğü üzere sildik süpürdük:


Zaten televizyon da sessizdeymiş. Akşam yemeğimize fon müziği oluşturan rumca ve türkçe nostaljik parçalar ve rakı sayesinde bir süre sonra varlığını dahi unuttuk bu talihsiz dekorasyon hatasının.

Kavak Balıkçısı, İstinye'den Yeniköy'e doğru gelirken, ilk trafik ışıklarında, yolun sağ tarafında bulunuyor. Burada belli ki bu işi bilenler pişiriyor, bilenler sunuyor. Fiyatlar da gayet iyiydi. Yedik, içtik, "ımmh, bu levrek biraz kuru mu olmuş ne?" diyecek olduk, hemen levrek fiyatı düşülmüş bir fatura geldi. Kişibaşı birer tane sarı kağıtlardan verdik, günü sonlandırdık.

E bundan alası, Şam'da kayısı!


Bayan Bal Şeker
27/03/2010


Not: Lokantanın web sitesindeki balık takvimini incelemenizi tavsiye ederim. Kalkan'ın gözleri nerdeymiş? Lüferin mevsimi ne zamanmış? Uskumrunun boyu kaçmış? Ayakları deniz suyuyla ıslanan herkesin bilmesi gereken faydalı bilgiler içeriyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails