Hayatta yemeği yapmasını, yemeği yemesini seven bundan mutluluk duyan herkes bir ‘Gurme’dir. Yemek insanlar icin gerekli bir yaşam şartı olmasının dışında, sosyal , kültürel ve psikolojik bir olaydır. Yedikleriniz, ambiyans ve sizlere yemek yerken eşlik eden arkadaşlarınız o andaki mutluluğunuzu şekillendirirler. Benim yazılarım, karnını doyuranların değil, yemekten mutluluk duymak istiyenler için olacaktır.
Beni mutlu etmiş, güzel yemek yenecek o kadar cok yer var ki, sizlerin de ağzınızın suyunu akıtacak bir hikayem mutlaka vardır diye düşünüyorum.
İlk durağımız Antalya! Havası, denizi, turisti ve güzel kızları ile ünlü Antalya’da yemek için elbette bir çok alternatif var ve bunların arasında göz ardı edilmemesi gereken yer kesinlikle Antalya Spor Büfesi! Antalya’yanın demirbaşı olmuş Dedeman otelinin karşısında, hemen yolun sağ tarafında klasik bir büfe görünümündeki bu yer bir tür cennet! Büfe konseptine uygun olarak hamburger, sosisli, tostun yanı sıra, adana, urfa gibi ızgara cesitleri de yapılıyor. Ama esas can alıcı nokta bambaşka:
Sosis, salam, sucuk, dana jambon ince ince doğranıyor. Bu harika karışım, bir o kadar lezzetli ekmeklerin arasına konuyor. Eğer bu noktada dur derseniz yediğinizin adı “İzmir” oluyor. Üzerine erimiş peynir de koyalım derseniz, sefa düşkünlüğü dozu arttığından olsa gerek, adı “İstanbul” oluyor. Eğer ocağın üstünde, el yapımı bir çemberin icinde pişirilmiş yumurta da eklemeye karar verirseniz, ekmekarası ölümsüzleşiyor! Herhalde buna yakışacak kadar haz dolu bir şehir bulamamış olacaklar ki buna da “çember” deyivermişler.
Tadının ve görüntüsünün verdiği haz bir tarafa, yapılırken geçen onbeş dakika boyunca bu işlemi seyretmek te ayrı bir zevk! Zira aşağı yukarı aynı anda elli altmış adet çember yapılıyor. Dev bir ocak üstünde bir yandan ekmekler ısınıyor, bir yandan da peynir eriyor, sosisler, salamlar, sucuklar, jambonlar sırası ile pişiyor. Daha sonra da bir pasta ustası gibi özenle, herbir çember ketçap, mayonez ve tursu ile süsleniyor.
Herkesin yolu Antalya’dan geçer. Belek’teki lüks otellere gitseniz de, Kale içindeki butik otellerde kalsanız da, ya da hedefiniz Kemer veya Alanya olsa da, eski Lara yolu üstünde, Dedeman’ın hemen karşısındaki Antalya Spor Büfesi’ne uğrayın ve mutlaka bir İzmir, İstanbul ya da Çember yiyin. Hatta bir tane de benim icin yiyin!
Afiyet bal şeker olsun ;)
Tadının ve görüntüsünün verdiği haz bir tarafa, yapılırken geçen onbeş dakika boyunca bu işlemi seyretmek te ayrı bir zevk! Zira aşağı yukarı aynı anda elli altmış adet çember yapılıyor. Dev bir ocak üstünde bir yandan ekmekler ısınıyor, bir yandan da peynir eriyor, sosisler, salamlar, sucuklar, jambonlar sırası ile pişiyor. Daha sonra da bir pasta ustası gibi özenle, herbir çember ketçap, mayonez ve tursu ile süsleniyor.
Herkesin yolu Antalya’dan geçer. Belek’teki lüks otellere gitseniz de, Kale içindeki butik otellerde kalsanız da, ya da hedefiniz Kemer veya Alanya olsa da, eski Lara yolu üstünde, Dedeman’ın hemen karşısındaki Antalya Spor Büfesi’ne uğrayın ve mutlaka bir İzmir, İstanbul ya da Çember yiyin. Hatta bir tane de benim icin yiyin!
Afiyet bal şeker olsun ;)
Bay Afiyet
6/11/2008
3 yorum:
Birkaç ay önce Antalya'ya gittim, tavsiyeniz üzerine Çember yedim. Hatta fotoğrafını da çektim (http://www.flickr.com/photos/43461252@N02/4560655442/). Güzel, açıkcası uğruna mesafeler kat etmem ama yakınlarda isem yemek için tercih ederim.
Çektiğiniz fotoğraf çok lezzetli çıkmış! Yazıya eklememize müsade eder misiniz?
Tabiki
Yorum Gönder