27 Kasım 2010 Cumartesi

Keşke doymasaydık!

Yemeğin kralını yedim: Çiya’da!
Hiç gittiniz mi? Ben senelerdir gitmek isterim, bir türlü denk gelmemişti. En sonunda geçtiğimiz hafta, o akşamlarını benim gönlümü hoş tutmaya ayırmış çok sevgili iki arkadaşım beni Çiya’ya götürdü.



Ben keşfetmekte biraz gecikmiş olabilirim , ama Çiya pek meşhur! NewYork Times’da, NewYorker’da, Jamie Oliver’ın dergisinde hakkında yazılar yazılmış. Alaylı şef Mustafa Dağdeviren’i anlata anlata bitiremiyorlar. Ben de kendisini ve eşi Zeynep Hanım’ı çok takdir ettim. Hem sundukları lezzetler, hem de yarattıkları müessese için.

Masa, çatal bıçak, dekorasyon mütevazi. E isabet! Çünkü yemekler çılgın gibi! Dekorasyonla dikkati dağıtmamak, lezzete konsantre olmak lazım. Neler yedik neler?Anadolu’nun dört bir köşesinden şimdiye kadar hiç tatmadığım lezzetler!



Her bir yemeğin ismini, kullanılan malzemeleri, hatta nasıl pişirildiğini dahi sordum burada size bahsedebilmek için. Gel gör ki damağımdaki tattan başka hiçbirşey kalmadı aklımda.

Çiya’da yiyecek çok şey var. Bir tür Anadolu yemek müzesi gibi. İnsan hemen herşeyden tatmak istiyor. O yüzden masanın ortasına tadımlık getiriyorlar.



Biliyorum inanmayacaksınız ama, bu kadar yemek arasından en çok Samsun’da çobanların yaptığı bir tür muhallebiyi beğendim: süt ve inciri kaynatıyorlarmış, o kadar! Ne un, ne şeker! Ruhumdaki Heidi’nin inkar edilemez mevcudiyeti işte, ne yaparsın.



Çiya, Kadıköy çarşısında, Güneşlibahçe sokakta. Birbirine hemen hemen komşu üç tane Çiya lokantası var: ikisi Çiya kebap, biri de hem kebap hem tencere yemekleri yiyebileceğiniz Çiya Sofrası. Biz o kadar doyduk ki, kebaplarından tadamadık.



Yemeğin sonunda, sıcaklığından üzerindeki kaymağın eridiği enfes katmeri yerken, utanıyorum ama, “off çok güzeldi.. keşke doymasaydık!” dedim.
Öyle acayip bir yer işte Çiya.

Bayan Bal Şeker
27/11/2010

Not: Bir de unutmadan; üç kişi toplam 87 lira verdik. Alkış!

26 Kasım 2010 Cuma

Zekeriyaköy'de bir şarküteri

Doğrudur, uzun zamandır yazmadık, doğrudur, uzun zamandır dışarılarda sürtmedik ve dogrudur uzun zamandır yüzümüz gülmedi, ama life goes on ve show must go on too. Onun için yine damağımın dikine, yeni yerlerin düştüm peşine.

Bahsetmek isteiğim yer, Zekeriyaköy’ün terkedilmeye yüz tutmuş Avlu Çarşı kısmında, yaşam mücadelesi veren, hepsi kendine özgü dükkanların arasındaki bir şarküteri. Adı Rafina. Dısarıda 4 içeride 2 masası olan, hem şarküteri ürünlerini satın alabileceğiniz hem de demlenebileceğiniz hoş bir yer.



Pazar akşamüstü saat 17.00, bence şarap ve peynir için mukemmel bir saat! Guzel bir kırmızı sarap sectik: Napa Valley’den gelen bir Woodbrige Sauvignon. Yanında peynir ve salam tabağı istedik. Biliyorum bu böyle pek bir iltifat sayılmaz ama, yedigim hic bir sey kötü degildi. Peynirler farklı ve lezzetliydi. Salamları bizzat sectik, istedigimiz gibi kestiler. Daha sonar da Balıkesir’den gelen krem peyniri kıvamındaki değişik bir peyniri zeytinyağı ile ikram ettiler ki tadına bayıldım. Dört komşu 80 TL’ye yedik içtik, muhabbet ettik; çok keyiflendik.



Rafina'nın sahipleri orada degildi, hatta Zekeriyaköy’de oturmuyorlarmış. Bence, bu kadar guzel bir konsept yakalanmışken, bu kadar gelişmeye ve başarılı olmaya müsait bir işletmenin sahipleri, özellikle yeni açıldığı şu günlerde ve özellikle haftasonlarında çalışanlara bırakmamaları gerekir dükkanlarını. Bazı duygular sadece yemek ve servisten ibaret degildir yemek sektöründe, müşteriyi doyurmak icin bazen iş sahibinin de ortalıkta olması, ilgi göstermesi gerekir.

Evet, cok ukalalık yaptım, ama İtalyan Lisesi'ndeki edebiyat hocam da bana her zaman sen cok ukalasın der, bir de tokat atardı, ben de üzülünce, "üzülme evladım ukala cok bilene denir, cok bilmek ayıp değil" derdi. Bakalım şimdi kim beni tokatlıyacak.


Bay Afiyet
25/11/2010

21 Kasım 2010 Pazar

Ara

Bir süre durduk.

Öylece kala kaldık.

Gezecek zamanımız, yazacak takatimiz, paylaşacak neşemiz yoktu.

Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz, çünkü hayat devam ediyor ve neşemizi bulmamız lazım;

gezerek, yiyerek, içerek!

Bay Afiyet ve Bayan Bal Şeker
21/11/2010
Related Posts with Thumbnails